
Taşbaskı tekniği 1831 yılında Türkiye’ye girmiştir. İlk taş baskı atölyesi bugünkü İstanbul Üniversitesi’nde kuruldu.
İlk basılan kitaplar askeri eğitim gayeliydi. Daha sonra Anadolu’nun bazı büyük şehirlerinde de taşbaskı atölyeleri kuruldu. Baskıda tipografinin gelişmesi üzerine, 20. yüzyılın başlarında taşbaskıcılık yerini yavaş yavaş, bugünkü modern teknik baskıcılığa terk etti. 20. Yüzyılı derinden etkileyen ve günümüzde de halen kullanılan taşbaskıya gelin yakından bakalım…
Taşbaskı Nedir?
Taşbaskı (litografi), yağlı mürekkeple çizilen şekil veya yazıların kireç taşı üzerine basma sanatıdır. Taşbaskı aynı zamanda modern sanatın başlangıcı olarak da görülmektedir.
Taşbaskı, yağın suyu itmesiyle oluşur. Hammaddesi karbonat ve kalsiyuma dayanan kireçtaşı, gözenekli, 6-8 cm kalınlığında hazırlanır ve baskı kalıbı olarak kullanılır. Kalıbın yüzeyi pürüzsüz hale gelinceye kadar tesviye edilir ve tesviye edilen yüzeye, resim veya yazı yağlı mürekkeple nakşedilir. Mürekkepte en önemli olan özellik yağlı olmasıdır, yağlı olan bu mürekkep nitrik asit ve arap sakızı eriğinin birkaç damlasıyla elde edilir.
Taşbaskı Yapmanın Püf Noktaları Nelerdir?
Taşbaskı da daha iyi bir sonuç ve netlik elde etmek için baskı kalıbı; basım işi tamamlandıktan sonra, terebentin ile silinir, daha sonra baskı kalıbı suya sokulup çıkarılır. Suya sokulan kireçtaşı, gözenekli olduğu için gözeneklerden su dolar ve su dolmuş taşa baskı mürekkebi sürülür. Mürekkep bu gözeneklerden emilirken boşta kalan sulu yüzeyden itilir. Bu şekilde istenilen sağlıklı baskı bir kâğıt üzerinde uygulanır ve gözeneklere dolan mürekkep bitinceye kadar baskı yapılabilir.